Eyy! Kesilip budakları temizlenmiş ağacın silindir biçimindeki gövdesi Tomruk, senin Allah belanı versin!

Katil Tomruk!

Alçak Tomruk!

En az sen de Ana Muhalefet Lideri kadar sellerin ve hatta yangınların sorumlususun.

Bütün kabahat sende!

Nasıl da köprüleri yıktın!

HES’leri neden, niye yaptırdın?

Madem yaptırdın kapakları niye açtın?

Nasıl acımasız ve zalimce sellerle insanların ölümüne neden oldun.

O küçücük çocukların hayatlarını nasıl harcadın?

O ikiz kızların annesinden de mi utanmadın ha?!

Lan Tomruk! Niye dere yataklarını imara açtın?

Niye ruhsatlar verdin?

Gürül gürül akan derelerin yataklarını niye daralttın, beton yığını apartmanlarla doldurdun ve selle yok ettin?

Ulan Tomruk, ulan muhalefet! Hiç mi vizyonunuz yoktu?

Somali’ye 30 milyon dolar yardım ettik, yangın ve sel felaketleri için iban açtırmak zorunda bıraktın koca devleti ey Tomruk!

Allah yüz bin kere belanı versin Tomruk ve Alçak muhalefet!

Siz olmazsanız bu memleket ne güzel idare edilir amma bir türlü dışlık vermediniz, bir türlü rahat vermediniz.

Seni ağaç iken Akdeniz sahillerinde boşuna yakmamışlar amma intikamını tuttun Karadeniz’den aldın.

 

 

************************************************************************

UĞURSUZLUK NEREDE, KİMDE, NEDEN HİÇ SÖZ ETMEZ OLDUNUZ?

 

Koalisyon hükümeti dönemlerini hatırlıyorum. Yaşanan deprem ve benzeri felaketlerden dolayı bir uğursuzluk lafı almış başını gitmişti.

Ha “koalisyonlar dönemi çok kötü”, “Başkanlık sistemiyle her şey düzelir” deniliyordu.

Ne istedilerse verdiler, ne istedilerse de yaptılar. Amma halen olmuyor. Güce doymuyorlar. Devamlı bir düşman aranıyor. Düşman da belli zaten muhalefet!

Kapatsalar kurtulacaklar. Vallahi kapatın!

Bak muhalefetin memleketin yararına olacak önerilerini dahi reddediyorsunuz nasıl olsa!

Mahkeme kadıya mülk olsun. Her şey sizin olsun! Ama olmaz, yine yetmez! Devamlı düşman lazımdır…

Sürekli düşman üretmelisiniz ki iktidarlarınız devam etsin. Yandaşlar da nasıl olsa büyük, küçük rantlarından memnunlar.

Benim aklımın almadığı şu: O kadar çok felaketler yaşanıyor ki, gözümüzü açamıyoruz. Suriyelisi, Afganlısı mültecisi; depremler, seller, ölümler, yangınlar vb.

Ancak, her nedense, uğursuzluk lafı unutuldu gitti.

Bu sözü kullanmak kolay mı? Ben dahi yazarken çok dikkatliyim. Binbir imbikten geçiriyorum.

Size yardımcı olayım: Uğursuz belli. Ana muhalefet partileri. Canı gönülden istiyorum. Kapatın! Nasıl olsa memleket o kadar güzel idare ediliyor ki ana muhalefete ve muhalefet partilerine hiç mi hiç ihtiyaç yok.

Geldiğimiz nokta şudur: Hiç kimseyi dinlemek bile istemiyoruz.