Gündem
İsmail Küçüközen
Facebookta Paylaş Makale Listesi
VİRÜS12 May 2020 Tuesday
Hem canlı hemde cansız olarak değerlendirilen tek hücreli mikroba verilen addır virüs. Canlı ve cansızlığı, içinde konuşlandığı duruma göre takdir edilmektedir. Gözle görülmeyen tek hücreli bu varlık, bazen canlıdır, bazen de cansızdır.
Zaman zaman salgın hastalık olarak çok tehlikeli olan virüsler, ancak 19. yüzyılın başlarında keşfedilebilmiştir. Enam suresinin 95. Ayetinde Cenab-ı Hak: ’’Muhakkak ki Allah (c.c) tohum ve çekirdeği yaran, ölüden diriyi, diriden ölüyü çıkarandır. İşte Allah sizin rabbinizdir; nasıl ondan yüz çeviriyorsunuz ?’’ buyurmaktadır. Eski müfessirler bu ayeti çok dar bir çerçevede anlayabilmişlerdir. Genelde yumurtayı örnek vermişler; yumurtanın cansız olduğunu, yumurtadan çıkan kuşunda canlılığını nazar-ı dikkate alarak ayeti böylece tefsir etmişlerdir. Bugün bilimin geldiği nokta itibariyle bu açıklamanın yetersiz olduğu pek açıktır. Virüsün hem canlı hem de cansız olarak tanımlanması göz önüne alındığında zikri geçen ayetin nasılda çağları ihata ettiği anlaşılacaktır. Virüs, bilim insanlarının anlattığına göre, bulunduğu ortam besleyici değilse cansızdır; yani ölüdür. Amma durum bunun aksi olursa artık diridir; milyonları – milyarları kovalayan canlı bir felakete dönüşmüştür. Yeryüzüne hükmeden, bazen de tanrılığını iddia eden insanoğlunu böylesine köşeye sıkıştıran küçücük mikrop nasıl başarıyor bunu ?..
Abbasi hükümdarlarından biri, Cuma namazı için hutbeye çıktığında bir kara sinek hükümdarı rahatsız etmeye başlamıştır; öyleki hutbeyi okuyamadan inmiş, yerine bir başka hocayı vekil kılmak mecburiyetinde kalmıştır. Daha sonra keşfi açık olan hoca efendiye ‘’nedir bunun hikmeti ?’’ diye sormuş, o da: Hani kibirleniyordunuz ya!.. Allah (c.c) küçücük bir sinekle zat-ı kibriyasını size hatırlatmıştır… bunun yorumu budur demişir.
1980’li yıllarda Amerika ile Sovyetler Birliği yani Rusya, start anlaşması olarak bilinen orta menzilli balistik nükleer füzelerde indirim görüşmeleri yapıyorlardı. 1988 de Rus devlet başkanı varılan ittifaktan sonra : Biz insanlığa lütufta bulunduk demişti. Bu konuşmadan kısa bir müddet sonra güney Rusya’da 7,5 büyüklüğünde bir deprem olmuş, Rus devleti aciz kalmıştı. O zaman Mısır’da bulunuyordum. Depremin akabinde Cuma hutbesinde bir profesör hoca efendi şöyle sesleniyordu : Silah indirimiyle dünyaya kibirlenerek ikramda bulunduğunu söyleyen Rusya, bugün depremin enkazı altında kalmıştır. Sen kendini kurtarabildinmi ki övünüyorsun? Demiş ve insanlığın gözünden kaçan bir gerçeği ortaya çıkarmıştı.
Bugün dünyanın her tarafını hodbinlik yani haddini aşmışlık, densizlik kaplamıştır. Bu, çağın hastalığıdır. Müslümanda olmaması gerekiyordu. Bir hadis-i şerifte: nasıl olursanız öyle yönetilirsiniz buyruluyor. Bugün Kabe, Mescid-i Nebevi, Mescid-i Aksa ve tüm camiler kapanmış da hala üzerinde derin analizler yapılamıyorsa, bu, korona virüsünden daha tehlikelidir. Çünkü peygamber efendimiz : mümine dokunan her şey, lambasını söndüren rüzgar bile musibettir, buyurmuştur.
Başta maddi tedbirlerimizi aldıktan sonra
rabbimize tam iltica etmeyi de unutmamalıyız.