Halk Köşesi
Arap Aga
Facebookta Paylaş Makale Listesi
YIKILAN HAYALLERİMİZ! 27 April 2023 Thursday

Her seçim öncesi umutla bakarız yarınlara! Ve bütün heyecanımızla öyle coşarız ki meydanları gümbür gümbür inletiriz. Şunun şurasında ne kaldı? Az kaldı. Seçim sonrası görüşürüz hemşerim. Bütün hayallerimiz yıkılınca, işte o zaman anlarız hayal kırıklığı ile karşı karşıya kalmanın ne demek olduğunu.

Kandırılmak, evet kandırılmak bizim doğamızın yapısı gereği, o kadar basit kandırılırız ki kolay kolay aklımızı başımıza getiremeyiz. Ruhumuzun derinliklerine işlemiş bir kere.

Oysa bol tantanalı ve bol palavralı parlak vaatlerle milli ve dini duygularımızı okşarlarken mayışır kalırız okşana okşana!

Saftirik yanımız ağır basınca kana kana içeriz yalanları. Niyeti bozuk politik akrepler tertemiz saf duygularımıza öyle bir dokunurlar ki bu maskelenmiş bol palavralı parlak vaatlerine hemencecik kanarız. Derin hayallerimizle adeta gökyüzünde uçar gibi uçarız. Ve derin hayallere kapılır sonsuz bir mutluluğa koşar adımlarla yürürüz. Ve koşar adımlarla koşarız bahar aylarının doyumsuz güzelliklerine. Bir amacımız var yeter ki kutsal davamız zafere yürüsün. Ve İnatçı bir tutku ile yeter ki sistemin kurguladığı ayarı bozuk sistemin kutsal partilerinden birini iktidara getirelim. Sevincimiz tavan yapar ve amacımıza ulaşş oluruz. Peki, emeğimizin karşılığını alabilir miyiz?

Bir iki gözü açık üçkâğıtçı fetbazın dışında hiç bir gönüllü militan emeğinin karşılığını alamaz!

Şimdiye kadar 70 yıl bu ülkeyi sağ iktidarlar yönetti yaşantımızda bir değişikliğin olduğunu sanmıyorum? Aynı tas aynı hamam. Bugüne kadar neyi kazandık? Bugünden sonra neyi kazanacağız? Yol yaptı, köprü yaptı, tünel yaptı, metro yaptı, hava alanı yaptı her şeyi yaptı gibi gerekçeler sadece kalbur üstü bir kaç kişinin servetini şişirir. Vatandaşın cebine giren bir kazanç yok. Aksine vatandaşın cebinden eksilen büyük bir servet var ortada. Görünen köy kılavuz istemez. Her şey gözler önünde.

××××××

Siyasi arenada oldum olası birileri kazanır biz kaybederiz ve kaybettik kaybetmeye devam ediyoruz. En başta aklımızı çaldılar. Sonra emeğimizden çaldılar. Ve sonra cephede kazandığımız “Yaşasın tam bağımsız Türkiye'yi” bir ayak oyunu ile masa başında kaybettik. Ve sonra “Yaşasın tam bağımlı Türkiye'ye” mahkûm olduk.

Geldik bugünlere ve sonra bütün değerlerimizi sömürü düzenine teslim ettik.

××××××

Oysa bağımsızlık ruhu bizim ruhumuza nakış nakış işlenmeliydi. O ruhu da kaybettik. Oysa bağımsızlık yolunda ne kavgalar yapıldı ne kavgalar.

Hepsini kaybettik! Birbirimizi bitire bitire ülkeyi yardan aşağı attık. Düşünebiliyor musunuz aynı mahallenin birer komşu çocuklarıydık ve bizler birbirimizi hiç tanımıyormuş gibiydik. Düşmandık birbirimize. Zehirli politik akrep türlerinin dolduruşuna gele gele, birbirimizden acayip nefret ettik. Bazı özeller için ve o özellerin mevki makam sevdası uğruna birbirimizi bozuk para gibi harcadık. Niye bu gereksiz kin ve öfke duygusunu yaşadık? Hâla anlamış değilim.

××××××

Hayallerimize takılıp kaldık çarkı bozuk düzene öyle bir kaptırmışız ki kendimizi kurulu düzenimizi ellerimizle bozduk. Hayallerimizi saf duygularımızla hallaç pamuğu gibi attık. Yani hayallerimize kavuşmayı hep bir başka bahara erteledik. Ölme eşeğim yaz gelecek havasından bir türlü kurtaramadık yakamızı.

Güçlü bir fırtına sarsıntısı karşısında hayallerimiz yerle bir olur. Hazan yaprakları gibi yorgun düşeriz. Oysa ne hayallerle teselli olurduk yarın bakışlı umutlarımızda! Ve yalanlara boğulduk. Sonuç itibarı ile hüsran hüsran hüsrana uğramışğı yaşıyoruz her seçim sonrası.

××××××

Neydi o meydanlarda gümbür gümbür coştuğumuz o günler? Neydi o halay çekmelerimiz? Neydi o avazımız çıktığınca haykırmalarımız. Yeri göğü inletirdik. Hiç unutur muyuz gurur duyduğumuz o zübük türü politik akrepleri. Alkışlarımızla ödüllendirir, kerizliğimizle servetlerine servet katardık. Sırtımızda taşır onurlandırırdık o gibi tipleri. Hani birde kurtarıcı melek gibi görmemiz yok mu? Kerizlik madalyasını her seçim öncesi hak ettik desem kimse üzerine alınmasın. Yani yarası olan gocunsun. Hepsi birer hayal kırıklığı desem mutlaka doğru bir tarafı vardır…

××××××

Biz her seçim öncesi kötü bir kumar oynarız ve büyük bir yıkımın etkisi ile kaybederiz. Bulursak karayı alırız parayı umudu ile oynarız kumarı. Ve parayı kaybettiğimiz gibi karayı da kaybederiz iyi mi? Çünkü bu zehirli haltı biz ellerimizle yeriz ve ayaklarımızla gider buluruz belayı. Çalışmayan kafamıza ne kadar küfretsek az. Çünkü biz üzülmeyi hakeden bir toplum olmuşuz.

Çünkü biz ezilmeyi hak eden bir toplum olmuşuz. Çünkü biz kandırılmayı hak eden bir toplum olmuşuz Çünkü biz hep kaybettik. Çünkü biz sütçü beygiri üzerine kumar oynadık.

Bile bile kaybettik.

Ve sonra ahlarla vahlarla dizlerimize vursak ne yazar? Tavşan yamacı geçtikten sonra anamızın damı başını yesin. Ne gereği var. İsterse kafamızı taştan taşa vuralım. Kimin umurunda? Kim duyar? Ah ne fayda! Ah ne fayda! Şimdiye kadar son pişmanlığımızın hiç bir getirisi oldu mu ki? Bugünden sonra bir beklentimiz olsun. Bütün hayallerimiz yıkılmış viran bağlarda umut arıyoruz. Her seçim sonrası şapa oturmaya alışığız ya! Çamur deryasında çırpınırız, gene de keyfimize diyecek yok. Hani demem odur ki, yakışır bizim gibi tosuncuklara.

××××××

Gibi gibiyiz, aynen birbirimize benzeriz. Jokeyi hem sırtımızda taşırız hem kırbacını yeriz. Kırbaç sırtımızda şakladıkça kaybetmeye koşan sütçü beygiri gibiyiz. Velhasıl her koşulda gümbür gümbür kaybetmeyi göze alan bir toplumuz ya... Meydanları gümbür gümbür doldurmak bize düşer. Ver mehteri Murtaza? Ver coşkuyu! Öyle bir koşuya geliriz ki son sürat hüsran yolculuğuna koşarız.

Sonucu belli bir yarış. Koşu yolunda koşan yalın ayak baldırı çıplak tarzandan farkımız var mı ki?

××××××

Matrak bir ülkede yaşıyor olmanın matraklığı böyle bir matraklık işte. Zorlukları çok zor, çık çıka bilirsen rampayı. Hep birlikte kafayı sıyırdık, tedavi olacak tımarhane arıyoruz. Çıktığımız zirveye bakın siz. Everest tepesine çıktığımızı sanıyoruz. En altta ezildiğimizin farkında bile değiliz. Çıka çıka hep fırıldak taklacılar çıkar şansımıza? En altta ezile ezile boyumuzun ölçüsünü alıyoruz gene de Allah razı olsun deyimi ile politik zübük tayfasına hak veriyoruz. Üstümüze koca koca kayalar yıkılır, gene de Aladağ'ın karlı tepelerinden seriniz. Ve hâlen kötü kaderimize kader deyip aferin madalyası bekliyoruz. Yediğimiz nice haltlardan sonra daha ne vurgunlara meze olacağız, daha nice zımbırtıların ayak oyunlarına alet olacağız. Tam bir razalato! Bu ne biçim hayato? Vay... babo vay...!