Halk Köşesi
Arap Aga
Facebookta Paylaş Makale Listesi
Benim şahsi görüşüm böyle!25 January 2022 Tuesday

Şimdi bazı arkadaşlar diyecek ki yahu AGA, devleti fazla abartma, devlet siyaset kurumundan geri kalır mı ki?

××××××

Benimde arkadaşlara bir sorum olacak defalarca yazdım, yazıyorum. Devleti özel siyasilerin ve sermayenin tekelinden kurtarabildik mi? Kurtaramadı isek devletten şikâyetçi olmaya hakkımız var mı? Siyaset kurumunun belirli bir zümrenin haricinde, halkın çıkarlarına uygun hizmet ettiğini gördünüz mü? Duydunuz mu?

××××××

Siyasetin yoksul bir hayattan başka ne gibi bir getirisi oldu? Öyle yol yaptık, köprü yaptık, tünel açtık, hastane açtık, doğal gaz getirdik demekle yürümüyor bu işler. Para ile satılan hiç bir hizmetin benim yanımda geçerli hiç bir hükmü yoktur. Halkın vergileri ile halka fiyaka satmak hükümetlerin yetkisi dışındadır. Halka hizmet anlayışı bir lütuf değildir. Olması gereken bir gerçek

××××××

Siyaset kurumunun ülkeye getirdiğinden ziyade götürdüğü oldu. Yani kârı yok zararı var. Yaşanan bütün bu olumsuz gelişmeleri şöyle gözlerimiz önüne bir getirelim bakalım. Gelişmiş bir ülkede mi yaşıyoruz? Gelişmekte zorlanan bir ülkede mi? Yaşantımızda iyiye doğru giden herhangi bir değişiklik var mı? Şahsen ben bir değişiklik görmedim görmüyorum. Huzura kavuştuk mu? Rahata erdik mi? Ev ekonomisi rayına oturdu mu? Ha Memmet Ali, ha Ali Memmet! değişmedikten sonra ne farkeder?

××××××

Önce Memmet bey bir şeyler vaat ederek gönlümüzü becerir, hatır belasına gider oyumuzu verir başkan veya vekil seçeriz. Tabi umduğumuz gibi çıkmayınca arkasından ağlama seanslarımız başlar, bu kez Ali beye müracaat ederiz ve hatır belasına oyumuzu verir başkan veya vekil seçeriz. Sonuç? Her iki kafadar kafa kafaya verir, kafa kol ve ikna becerileri ile seçmeni öyle bir becerirler ki aklımızı tavana sıçratır, damdan düşmüşe döneriz

××××××

Siyaset kurumunda ahlâk ve huy anlayışı değişmediği sürece bizlerin kerizlik anlayışı hiç değişmez arkadaş. Bu devran öyle yürür gider. Nasıl olsa farklı kulvarlarda at koşturduğunu sandıklarımız öyle veya böyle feleğimizi bir biçime benzetiyor mu? Benzetiyorsa, neyin tartışmasını yapıyoruz yahu? İçtenliği olmayan bir siyasetten ne gibi bir fayda umuyoruz?

××××××

Kördüğüme çevirdikleri ülke sorunlarını çözemeyen ve gırtlağımıza yapışan siyasilerden söz ediyorum. Ağız dalaşı ile patırtı kütürtü ile gırtlak gırtlağa girmişlerin kavgaları ile bir ülke yönetilmez, o ülke kalkınmaz, o ülkeye huzur gelmez. Siyasilerin kendileri zaten başlı başına bir ülke sorunu haline gelmiş durumda. Bu siyasilerin bu ülkeye verdikleri zararı düşman vermez…

Böylesi çirkef bir siyaseti hak etmiyoruz aslında. Ama çabuk tav olan bencil tarafımızla da hak etmiyor değiliz. Kör düşüncelerle beyni yıkanmış toplumlar çamur deryasında yüzermiş.

××××××

Peki bu gereksiz siyasetin karşısında yapmamız gereken nedir? Nasıl bir çare üretebiliriz? Haksızlığın hukuksuzluğun yolsuzlukların serbestçe at koşturduğu düzeni nasıl değiştirebiliriz? Böyle hastalıklı bir siyaset kurumunu nasıl tedavi edebiliriz? Düzensizliğe nasıl son verebiliriz? Çözümsüz ülke sorunlarında, köklü bir değişim olmadığı sürece ülke sorunları her zaman çözümsüzdür. Sorunları çözmek ve aynı surat siyasetçiden kurtulmak istiyorsak, demokratik bir halk harekatı ile kökten değişim, ülkemiz halklarının yararınadır. Çünkü değişimi halkın özgür iradesi belirler. Silahlı güçler darbe yapar. Darbeye karşıyız.

××××××

Bu bozuk düzen nasıl değiştirip çağın gidişine ayak uydururuz ? Sağlıklı eğitilmiş bir halk birlik olursa değişir. Kabul edersiniz etmezsiniz, bana soracak olursanız. Yapmamız gereken tek çıkar yol var, eğitim sistemine iyi bir ayar vermek. Ayarlanmış, bilinç seviyesi yüksek bir eğitim sistemi ile her şey yerli yerine oturur. Başı bozukluk ortadan kalkar. Dürüst, ahlaklı, güven verici, bilim ve akıl üreten sağlıklı bir eğitim sistemi devleti de denetim altına alır, siyaset kurumunu da denetim altına alır.

××××××

Yani belli ilkeler esasına dayanarak devlet yönetiminde sorumlu olan bir yetkili, yetkisinin bilincinde olmalı ki devlet çarkı sağlıklı işlesin devlet mekanizmaları ülke yönetimini öyle bir sıkı denetim altında tutmalı ki, bütün ağırlığını ülke yönetiminde hissettirmeli. Seçmeni keriz yerine koyan kalite ayarı bozuk cahil zihniyet, halkın vekili seçilmesin diye. Halkın vekillerini parti liderleri seçmeyecek, partiler ve parti delegeleri hiç seçmeyecek, para gücü ve aile nüfusu seçmeyecek, tarikatlar ve cemaatler seçmeyecek, aynı zamanda kontenjan seçmeyecek. Yani vekil aday adaylarının, yönetim kapasitesini test etmek için üniversite sınavlarına benzer test soruları hazırlayıp vekillik sınavına tabi tutulmalıdır. Kültürel bilgisini, akıcılığını, ülke yönetimindeki yönetebilirlik kapasitesini, doğruluğunu dürüstlüğünü, cesaretini, memleket ve halk sevgisini, tarafsızlığını, içtenliğini anlamak için liyakatı ön plâna çıkararak sıkı bir test sınavından geçirmek en akılcı yoldur. Vekili önce kendi kültürel bilinci ve yönetim becerisi ve akılcılığı seçmeli ki, sonrasında halk iradesi kendi vekilini zaten seçer.

××××××

Hani o bol keseden atıp tutan ve içi boş vaatlerle öten, halkın seçtiği o eski vekiller şimdi nerede? Gören var mı? Halkı kazıklayıp ortalıktan toz oldular. Başka ne işe yaradılar ki? Yiyip içip hayatlarını yaşadılar. Kimbilir nerede hangi alemdeler, bilen var mı? Duyan var mı? Menderes odunu bile aday göstersem vekil seçtiririm diyorsa demek ki bir bildiği var. Cehalet kanser illetinden daha tehlikeli.

 

××××××

Eğer bir ülke ayakta kalmak istiyorsa, yurttaşlarını ötekileştirmeden her kesimi kucaklaşmasını bilmeli ve akılcı bir devlet anlayışı ile, demokratik kurallar çerçevesinde özgürlükçü gücünü yönettiği ülke yurttaşları üzerine yansıtabilmeli.

××××××

Bende bıraktığı algı böyle, ülke vatandaşları olarak ne yazık ki siyaset kurumuna verdiğimiz değeri, devleti temsil eden atanmış yöneticilerimize vermiyoruz. Ve ne yazık ki gerekli desteği vermeyerek, devlete de sahip çıkmasını bilmiyoruz. Devleti temsil eden atanmış yöneticilerimiz siyaset kurumunun karşısında eli kolu bağlı iş üretemez konumuna düştüğü sürece devletin yurttaşına sahip çıkması mümkün değil, hep birlikte hayal kırıklığı yaşarız.

××××××

Devleti temsil eden bürokratların sağlıklı tarafsız kararlar alabilmesi içinde üzerindeki siyasi baskıdan uzak rahat ve özgür bir ortamda özgürce çalışmalı ki, gerek yurttaş olarak ve gerek ülke olarak işte o zaman huzurlu ve mutlu bir hayata kavuşabiliriz. Elimizde. Yeter ki sağlıklı düşünerek sağlıklı kararlar alabilelim. Devleti temsil eden yönetici kadro, yönetici siyasi kadro karşısında çözüm üretemez konuma düşerse, o devletten hiç kimse hayır beklemesin.