Halk Köşesi
Arap Aga
Facebookta Paylaş Makale Listesi
ANIT FIRIN26 July 2022 Tuesday

ANIT FIRIN!

Buyurun Anadolu halkını farklı siyasi fikirlerinden dolayı birbirine kırdıran kirli zihniyet planladığı ayak oyunlar ile Anadolu'yu nasıl ters yüz ettiğini yakın tarihin tozlu raflarından indirelim şöyle bir göz atalım bakalım. Nerelerde ne haltlar yenmiş? Daha ne badirelerden geçeceğiz. Eğer kargaşa ortamında kim vurduya gitmesek, kim bilir daha ne olaylara tanık olacağız? Cüppeli Ahmet'in dediği gibi, eller tetikte, Anadolu coğrafyası patlamaya hazır barut fıçısı.

××××××

Bazı tarihçiler, ikide bir bayatlamış temcit pilavını ısıtıp ısıtıp halkın sofrasına getirmesinin benim açımdan inandırıcı hiç bir anlamı yoktur. Uzak tarihi binlerce dönüm toprağa sahip bazı toprak ağalarının anlatılarına dayanarak anlatılıyorsa ve yakın tarihten hiç haberleri yokmuş gibi hiç söz etmiyorlarsa. Anlatılan o uzak tarih abartılarla süslenmiş tarihtir. Olup biten yaşanmış acı yaşanmışlıkları her ne hikmetse halka duyurmaktan kaçınıyorlar. Sanırım kirli foyaları ortaya çıkar telaşı ağır basıyor.

××××××

Sözde tarihçiler kendilerini haklı çıkaracak şekilde, işlerine geldiği gibi satıyorsalar tarihi. Bu işin içinde mutlaka bir bit yeniği var demektir.

Keşke bıçağın kört tarafını değil de, keskin tarafını boğazlarına dayasalar, bıçağın keskin tarafı şakır şakır öttürür sır gibi saklanmış saklıları. Bildikleri birçok tarihi gerçeği itiraf etmek zorunda kalırlar. Evet itirazım var! Tarihi binlerce dönüm toprağa sahip toprak ağalarından öğrenecek değiliz. Tarihi ancak yaşanmış acı veya tatlı yaşanmışlıklar belirler. Perde arkasında planlanarak anlatılan tarih, aklı ermezleri kandırır ancak. Görevini layıkı ile yerine getiren bir hukukçu, sıkı bir araştırma sonucu bilinmeyen sırları ortaya çıkarır. Evet görevini layıkı ile yerine getiren bir hukukçu, bir suçluyu yargılarken önce vicdanının sesine kulak verir. Sonra suçlunun savunmasını alır, mutlaka haklı bir tarafını araştırır kararını öyle verir.

××××××

Peki bilindik tarihçiler neye dayanarak karar veriyor? Kararlarını Osmanlı arşivlerine dayandırarak mı veriyorlar? Ya da tarihi binlerce dönüm toprağa gayri meşru yollardan elde eden, toprak ağalarının anlatımları ile mi öğreneceğiz? Yahu kazan hiç dibim kara der mi? Bir suçlu zorunlu olmadığı sürece işlediği kabahatını anlatır mı? Buyurun, nerelerde ne haltlar yenmiş hep birlikte okuyalım ve herkes aynaya bakarken önce kendi kabahatını görsün.

Evet, her biri Türkiye'nin geleceğine ışık tutabilecek kapasiteye sahip Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, bilgi birikimli üniversiteli gençlerdi. Avuçlarında dünya, hedeflerine mutlu bir geleceği koymuşlar, ülkelerini çağdaş ülkeler seviyesine çıkarmaya kararlıydılar. Yaşanacak o kadar çok uzun yılları vardı ki, daha nice yarınların akışı içerisinde uygarlık yolunda çağdan çağa koşacaklardı. Bir umutları bir hayalleri vardı. Umutla hayallerini gerçekleştirmek istiyorlardı Anadolu halkı aydınlanmanın ışığında o cesur yüreklerin yolunu gözlüyordu. Olmadı işte! Hain tuzaklar cesur yüreklerin yaşamalarına izin vermedi. Öyle bir tuzak kurdular ki, halkı zifiri karanlığa tutsak ettiler. Dehşet verici korkunç katliam bir filim sahnesinden daha korkunçtu. Türkiye işçi partisi (TİP) üyesi 7 üniversiteli genci, 1978 yılının - 8 ekimi 9 ekime bağlayan gecesinde, evlerinde derslerine çalışırken sırf kendileri gibi düşünmüyor diye, korkunç bir yaratığa dönüşen kana susamış milli iblisler çetesi bilimin ışığında yürüyen o cesur yürekleri telle boğarak katletti. Ve katlettiler o gencecik masum insanlığı. Ve dipsiz kör bir kuyuda ülkeyi adeta bilinmezliğe sürüklediler. Bir ülkede bilimin ışıkları sönerse, o ülke halkı zifiri karanlıktan hiç kurtulur mu? Korku filmlerinde rol gereği rol alan oyuncular kendilerine taş çıkaracak derecede, bu korkunç iblislerin işledikleri korkunç cinayetleri bir görselerdi, daha bir daha o korku türü filmlerde rol alma gereği duyarlar mıydı acaba?

××××××

Ne yazık ki hiç bir canlıya yaşam hakkı tanımayan, bu vicdani ruhlarını üç kuruş karşılığında gizli servislere pazarlayan ve kendilerine dahi acımayan sadist ruhlu bu iblisler çetesi, böylesi vahşi katliamları gerçekleştirmiş olmanın mutluluğunu hâlâ kana kana doyarak yaşıyorsa, ve işledikleri cinayetleri bir onur kabul edip TV ekranlarında övüne övüne anlatıyorsa, ve vatan millet adına yaptıkları katliamlara hak verme cesaretini kendilerinde bulabiliyorsa, ve rahatça ellerini kollarını sallayarak ortalıkta gezebiliyorsa, ve ayrıca ödül olarak millî bir partiden milletvekili seçilip ülke yönetiminde söz sahibi olabiliyorsa, Ve hâlâ kahramanlık moduna yatarak fiyaka satabiliyorsa. O ülkenin temeline yerleştirilmiş iblisler çetesinin, parça tesirli bir bombadan hiç bir farkları yoktur. Bir kokuşmuşluk bir çürümüşlük başı boş hayvanlar gibi almış başını gidiyor. Neden huzuru bir türlü yakalayamadık? Ve neden ülkemizin iki yakası bir araya gelemiyor? Kabahati birazda kendimizde ararsak mutlaka haklı bir tarafımızı buluruz.

××××××

Aleyhimize gelişen olumsuz olaylar karşısında sessiz kalır, uzaklardan kuş bakışı izlersek burnumuzu b.ktan kurtarabilir miyiz? Kirli siyaset sonucu ihmale uğramış bir ülkede, özel bazı çıkarcı çevreler özel çıkarları gereği o ülke yönetiminde söz sahibi olabiliyorsa o ülke gün gelir freni patlamış bir kamyon gibi sağa sola yalpa yaparak eninde sonunda yardan aşağı atar kendini. Etkisi öyle bir etkili olur ki deprem etkisinden daha etkili. Feci bir yıkımla tarihin çöplüğünde yerini alır. Doğusu bir başka havada öter, batısı bir başka havada öter, güneyi bir başka havada öter, kuzeyi bir başka havada öter, Trakya'sı bir başka havada öter. Herkes kendi kafasına göre bir başka havada öter. Sonra otur ağla iki gözüm, kalk ağla iki gözüm. Biz nerede yanlış yaptık be iki gözüm? Biz her yerde yanlış yaptık be iki gözüm. Nerede yanlış yapmadık ki? Acaba nereden aldık biz bu kabahatı?

××××××

Bir ağacın dalına hep birlikte konalım ve gerneşe gerneşe şöyle bir ötelim bakalım, hangimizin sesi daha güzel ötecek? Sesimiz bülbül sesine benziyor mu... benzemiyor mu...? Soru işareti ile dopdolu kafası karışık bir ülkede yaşıyor olmanın şanssızlığı bu olsa gerek ki. Başımıza karga b.ku düşse sevincimizden kırk takla atarız.

××××××

Karga bülbülün sesine ve zarafetine öyle hayranmış ki bülbül gibi ötmeye niyetlenmiş, süslenmiş püslenmis bülbüle benzemeye çalışş. Fakat o'da neee... Makyajı bozulan karga bülbül olmadığını anlayınca. Karşı dala konmuş gak! yukarı dala konmuş gak! aşağı dala konmuş gak! Nafile! Ne yaparsa yapsın karga yine kargalığını konuşturmuş. Gak! Karga her zaman karga, istediği kadar ötsün, gene gak! gene gak! Bre karga, bülbül olabilmek için anadan üryan bülbül olarak dünyaya geleceksin. Sahi bülbüle benzemeye çalışan bu gibi karga türleri ne zamandan beri makyajı bozulunca bülbül gibi gak! gak! diye ötmeye başladı?

××××××

YAKIN TARİH!

Yine 1978 -19 aralık 26 aralık arası K.Maraş, 1980 Mayıs temmuz aylarında Çorum, 1978 -17 Nisan Malatya, 1993 - 2 temmuz Sivas katliamlarını gerçekleştiren iblisler çetesi o yıllarda ülkenin üstüne bir kara bulut gibi çökmüş, bir çok şehrimizde terör estirip ortalığı ateşe vermişlerdi, Bir çok şehrimiz kan deryasına boğulmuştu. Bizim milli takılan kahraman tarihçilerimiz yaşanmış o acı yılları halkımıza neden anlatmazlar? Uzak tarihi unutmayanlar, yakın kanlı tarihi neden unuturlar? Bir dava uğruna birlikte yürüdüğü ve aynı çatı altında siyaset yapan yol arkadaşlarını tanımayacak kadar zeka özürlü müydüler?

××××××

Güya halka bilgi satıyorlar ya da makam hırsı gözlerini kör etmiş olacak ki doğruları hep gizliyorlar. Oligarşik düzene göre kahramanlık destanı. Atarlar palavrayı kısmetlerine ne düşerse artık. Ve sayelerinde kanlı kardeş kavgaları nesilden nesile asırlar boyu devam eder gider.

××××××

İblisler çetesi; Ankara, Maraş, Çorum, Malatya, Tokat, Sivas katliamlarında resmi verilere göre yüzlerce ölüm olayı ve o anları yaşayan tanıkların verilerine göre ise binlerce ölüm olayı gerçekleştirmiş. Eğer Hatay halkı uyanık olmasaydı, aynı akıbeti Hatay halkı da yaşayacaktı.