İstanbul Notları
Sinan AKYÜZ
sinanakyuz@yahoo.com
Facebookta Paylaş Makale Listesi
SANAT!26 July 2022 Tuesday

SANAT!

Hayat pahalılığı yaşamımızda birçok şeyi etkiledi. Ama özellikle etkilediği bir şey var ki, bunun üzerinde biraz düşünüp yazmak farz oldu artık. Peki, bu şey ne mi? Sanat!

Evet sevgili okurlarım… Hayat pahalılığı en fazla sanatı vurdu. Konserleri, tiyatroları, sinemaları, kitapları… Mesela kitapları ele alalım…

Bir kere açık söylemek gerekirse, zaten yeterince okumayan bir toplumuz. Daha çok görsel şeylere bakarız, azıcık okuruz. İşte bu hayat pahalılığı, bu azıcık şeyi bile neredeyse ortadan kaldırmak üzere. Yayınevleri bastıkları kitaplara şu sıralar fiyat koyamıyor. Daha doğrusu fiyat koyuyorlar ama koydukları fiyatları haftada bir güncelliyorlar. Burada güncellemeden kasıt da zam yapıyorlar. Nasıl yapmasınlar ki?

                                                                                              *

Tabii burada yayınevlerinin bir suçu yok. Kâğıdın tonu dolarla ve dolar her gün artıyor. Doların bu artışına bir de enflasyon eklenince, ister istemez kitap fiyatları korkunç rakamlara ulaşıyor. Elbette işin bir de şöyle bir tehlikesi daha var: Yayınevlerinin birçoğu kapanmakla karşı karşıya. Bugün birçok yayınevi para bulup da yeni ve tekrar kitapların baskılarını yapamıyor. Düşünün ki, bir kitabın baskı maliyeti ortalama 20 bin lira. Ve bu parayı yayınevleri genelde 2-3 senede geri alabiliyor. Şimdi size sormak isterim: Hangi işletme sahibi bu enflasyonist ortamda kitap basar?

                                                                                              *

Kim ne derse desin… Bence hayat pahalılığı en çok sanatı ve kültürü vurdu. Çünkü aç insan öncelikle karnını doyurmak ister, başını sokacak bir yuva ister. Durum böyle olunca da, birçok insan ne tiyatroya gidebiliyor, ne sinemaya gidebiliyor, ne de kitap alıp okuyabiliyor. Peki bu durumdan çıkmanın bir yolu yok mu? Elbette var. Ama bu yolu ortaya koyacak olan irade, siyasi iradeden başkası değil. Tabii bir de şöyle bir soru sormak lazım: Bu durum siyasi iradenin umurunda mı?

                                                                                              *

Bence umurlarında olmalı ama, iş bizim ülkeye ve bizim insanlara gelince orada düşünüp durmak lazım. Çünkü az okuyan toplumların, az sayıda tiyatroya giden insanların bu durum ne kadar umurunda olabilir ki acaba? Ama şöyle de bir gerçek var ki, o da şu: İnsan gıdayla ayakta duruyor olabilir ama unutmamak lazım ki toplumu ayakta tutan şey sanattan başkası değildir. Bir toplum sanattan koparsa gelecekten kopar, yaşamdan kopar.

 

Ezcümle; ekonomik kriz sadece insanların alım gücünü düşürmüyor. Aynı zamanda beyni de yoksullaştırıyor.