O şubat sabahından sonra kendiliğinden yanağıma süzülen yaşlara engel olamıyorum. Ki bende güçlüydüm güya. Anladım ki benim gücüm kalmamış, güçlü falan değilmişim ben. Başımı yerden kaldıramayacak halde, çökmüşüm kalkmaya mecalim yok.

Kaybolduk tozun toprağın içinde..

Kaybolduk bir baba feryadında, bir anne çığlığında, beton soğuğunda.. amansız yalnızlıklarda kaybolduk...

Durum böyleyken bazılarına bakıyorum da, gözler fıldır fıldır, oynamadık yeri yok gibi..

Yetim hakkı yiyip adaletten bahsedenlere..

Hak yiyenlerin hak Teâlâ’ya cennet için yalvarmalarına.. besmele çekip rüşvet alanlara, yolsuzluk yapanlara.. Faiz yiyip peygambere komşu olmak isteyenlere.. Hazreti Ömer adaletinden bahsedip adaleti yok edenlere.. Elde Kuran, dilde yalan tutanlara.. Dünyayı sevip cennet isteyenlere.. şaşkınlık içindeyim.

İşlerini eksik yapmışlar diyorsun ‘karaktersizler’

8 maaş alanları hatırlatıyorsun ‘edepsizler’

Deprem paralarını soruyorsun ‘ahlaksızlar’ damgasını yiyorsun.

Yeryüzünde ki “PAY HATTI” kırılmadıkça, yer altındaki “FAY HATTI” can almaya devam eder...

Bugünlerde duyduğum en anlamsız sözlerden: “şimdi siyaset zamanı değil” SİYASET TOPLUMSAL SORUNLARA ÇÖZÜM BULMAK, TOPLUMU SEVK VE İDARE ETMEKTİR. Yani tamda siyaset zamanı...

2. Dünya savaşı bitmiş, Almanya yerle bir: Taş taş üstünde kalmamış. Amerikalı General Alman esir komutana derki: “artık siz, bir daha sırtınızı doğrultamazsınız.” Alman generalin cevabı: “taş taş üstünde kalmadı, doğru ama üniversitelerimiz ayakta.” ÖNCE EĞİTİM..

İşte siyaset.

İşinize gelirse...

Z kuşağı orman yangınlarını gördü, şehirlerdeki patlamaları gördü, 10 milyon sığınmacıları gördü, darbeyi gördü, ekonomik krizi gördü, pandemiyi gördü, sel felaketini, deprem felaketini gördü. Sadece ve sadece eğitimi göremedi... Değil mi?

 

haydi gidelim

havanın suyun insanın kirlenmediği yerlere gidelim

varsın elmadan kurt çıksın

tezek koksun dört bir yan

doğallığın, samimiyetin

har olduğu yerlere gidelim

soğan ekmeğe razıyım

sofraların açık

gönüllerin yar olduğu

yerlere gidelim

haydi gidelim

ılık ılık akan derelere

yaylaların çimenine

kuzuların sesine gidelim

varsın çamur olsun eteklerimiz

topraktan geldik

toprağa gidelim...

(Şiir:TC Buket)