Demokrat Eğitimci
Sacit ÖZTÜRK
Facebookta Paylaş Makale Listesi
SEL27 April 2023 Thursday

Önce deprem,

Arkasından da sel felaketi yaşadık.

Yarın, hangi felaketi yaşarız bilmiyorum.

Yaşadığımız felaketlerden gördük ki sorun,

Türk, Kürt,

Alevi, Sünni,

Sağcı, solcu,

İnançlı, inançsız sorunu değil.

Sorun, daha çok kazanmak isteyen insanoğlunda.

Gölü kurutup imara açan biz,

Dere yatağına ev yapan biz,

Fay üzerine kent kuran biz,

Heyelan bölgesine yol yapan biz,

Suyu iki duvar arasına hapseden biz,

Ağacı kesen biz,

Ormanı yakan biz,

Yerine otel diken biz.

Doğanın kurallarını hiçe sayan biz,

Bizim kurallarımıza uyacaksın diyen biz.

Canından olan biz.

•••

Adıyaman ve Urfa’daki sel felaketinden sonra,

Tarım ve Orman Bakan Kirişci,

“Yağışların düzensizliği var.

Kuraklık riski de vardı.

Bir taraftan 15 canımızı aldı ama diğer taraftan toprak suya kavuştu” dedi.

DNA/RNA tamir oluyor mu?

Bu afeti yaşayan herkes hükümetin,

Ayrıştırıcı,

Ötekileştirici,

Kibirli,

Liyakatsiz,

Beceriksiz,

Kindar,

Soğuk yüzünü hissetti.

•••

Bakan,

Bir taraftan 15 canımızı aldı ama diğer taraftan da toprak suya kavuştu dedi ya.

Gök tanrıya kurban verdik de diyebilirdi.

Toprağınız da, suyunuz da batsın.

Gidenler can…can..

Gidenler gitsin öyle mi?

Utanmak,

Sıkılmak,

Yüzü kızarmak,

İnsaf,

Merhamet,

Empati.

Olmayınca vicdan, ne desin insan.

•••

Sel olur, altyapın yok.

Deprem olur, üst yapın yok.

Yangın olur, helikopterin yok.

Maden patlar, yaşam odan yok.

Yola taş düşer, bariyerin yok.

Bu ülkede, başına nerde ne gelecek bilmiyorsun.

Bir köyde, öğretmensiniz,

Ders bitmiş.

Dört arkadaş bir araca binmiş, evinize gidiyorsunuz.

Seyir halindeki aracınızın üzerine dağdan taş yağıyor.

Dört öğretmen aracın içinde feci şekilde can veriyor.

Ezilerek ölen öğretmenler,

Belki bir kardeş,

Belki bir sevgili,

Belki bir eş,

Belki bir anne,

Belki bir depremzede.

Bu nasıl acı bir ölüm.

Öfkemi anlatmaya sözcük bulamıyorum.

•••

Toprağa, yavuklusuna sarılır gibi sarılan,

Ekmede, dikmede ortak olan,

Vergisini ödeyen,

Aç yaşamaya mahkum edilen,

Nokta kadar değeri olmayan,

Acısı paylaşılmayan,

Yarası sarılmayan,

Ocağına ateş düşen biz.

Acı,

Bitsin istersin, bitmez,

Geçsin istersin, geçmez,

Gitsin istersin, gitmez.

İnsan, elinden bir şey gelmeyince susarmış ya,

İçindeki bazı şeyler ölürmüş ya.

Yeter artık yeter dermiş ya.

•••

Muharrem İnce,

Muhalefet yok diye yıla çıkmıştı.

Muhalefete nasıl muhalefet yapılırın kitabını yazıyor.

Kendisini ziyarete gelen Bay Kemal’e,

Hoş geldiniz, güle güle diyor.

Sayın İnce,

Mumu, içine sardığın ip yakarmış ya.

Bazen aday olmak değil, aday olmamaktır, halkı sevmek.

Tarihsel sorumluluk bilinciyle, fedakârca davranmaktır, memleketi düşünmek.

Bektaşi'ye, hangisinin daha iyi olduğunu söylemesi için iki ayrı bardakta şarap verirler.

Birincisini içtikten sonra şöyle der, “diğeri daha iyi!”

Yanındakiler şaşırıp; "ama erenler; daha tadına bile bakmadınız ki”deyince taşı gediğine koyar,

“bundan daha kötüsü olamaz ki”der.

He paşam, öyle beyim.