Demokrat Eğitimci
Sacit ÖZTÜRK
Facebookta Paylaş Makale Listesi
ATATÜRK VE KURTDERELİ06 January 2021 Wednesday

1931 yılının Kasım ayında, üç gün sürecek,

Türk pehlivanları arasında, büyük bir yağlı güreş karşılaşması düzenlenir.

Karşılaşmayı, Mustafa Kemal Paşa,

TBMM Başkanı Kazım Karabekir Paşa ile birlikte izler.

Başpehlivanın seçileceği bu müsabakaya,

Türkiye'nin her yerinden, birçok tanınmış pehlivan katılır.

Eski pehlivanlar bu karşılaşmanın hakemliğine seçilir.

Kurtdereli Mehmet Pehlivan ile

Suyolcu Mehmet Pehlivan da,

Başhakem olarak görev alır.

Kurtdereli Mehmet Pehlivan burada şu konuşmayı yapar.

‘’Güreşirken bütün Türk milletini arkamda hisseder ve onun şerefini korumak için her şeyi yapardım.

Ve sanki bütün Türk milletinin kuvvetinin arkamdan dayandığını hissederdim’’.

Bu sözler Atatürk'ü derinden etkiler.

Gözlerinden yaş akmasına engel olamaz.

Atatürk hem güreşleri seyreder,

Hem de Kurtdereli Mehmet Pehlivan'dan gözlerini ayırmaz.

O gün,

Çankaya’ya döner dönmez yaşlanmış, eski başpehlivana bir mektup yazar.

Mektubunda da:

“Çoluk çocuğun için sana ufak bir armağan gönderiyorum.

O, bu mektubumla beraberdir.

Pehlivan ömrünün tam sağlıkla uzun sürmesini dilerim.” der.

Gece yarısı, bu mektubu Salih Bozok’la,

Zafer Oteli’nde kalmakta olan Kurtdereli’ye yollar.

Mektubun içine de 1000 Lira’lık bir İş Bankası çeki koyar,

Çekin üzerini de imzalayarak,

“Kurtdereli Mehmet Pehlivan’a 1000 T. Lira veriniz.

Bu para, Aralık ayı aylığımdan faiziyle kesilecektir.”

diye yazmaktadır.

Kurtdereli, kısa bir süre sonra, bankaya gidip çeki verir,

1000 Liralık ödül kendisine ödenir.

Ama Kurtdereli bankadan gitmez.

Niçin beklediğini sorarlar,

“Çeki vermenizi bekliyorum” der.

“Parayı aldın, çek bizde kalacak.

Bu işlerin usulü böyledir.” Der, banka müdürü.

Kurtdereli de,

“O halde alın bu 1000 lirayı, benim çekimi geri verin” der.

Şaşıran banka müdürü,

“Neden?” diye sorunca

Kurtdereli:

“Orada Mustafa Kemal’in resmi ve altında da imzası vardır.” der.

Atatürk’ün kendi maaşından keserek uygun gördüğü ödülü,

Atatürk’ün el yazısı ve imzası bulunan o çeki ömür boyu saklayabilmek için reddeder.

Kurtdereli, bir demecinde bu olayı şöyle anlatır,

“Sultan II. Abdülhamit’in saltanat döneminde,

Avrupa’ya gitmek için vapura bindiğim zaman,

Saray’dan bir mabeyinci gelip dedi ki;

“Zat-i Şahane’nin selamları var,

Avrupa’da güreşirken benim taç ve tahtımın şerefini koruyarak güreş yapsın, buyurdular.”

Ben de kendisine dedim ki;

“Zat-ı Şahane’nin taç ve tahtının olduğu kadar, benim sırtımın da şerefi vardır!”

Mabeyinci bir şey demeden gitti.

Kendisine söylediğimi aynen padişaha söylemiş olacak ki,

Avrupa’dan dönen pehlivanlara hediyeler verilmek âdet olduğu halde,

Dönüşümde bana hiçbir şey verilmedi.

Fakat şu feleğin işine akıl sır erer mi?

Bana dünyanın en büyük adamı,

İşte ömrümün son mükâfatını verdi.

Her insanın yaşadığı en az iki hayatı vardır.

Biri bildiğimiz vitrinlik, diğeri bilmediğimiz derinlik.

Otelleri olanın Turizm bakanı,

Okulları olanın Milli Eğitim bakanı,

Hastaneleri olanın Sağlık bakanı yapıldığı,

Sahte diploması olanla gurur duyulduğu,

İki gazeteci için öldüklerinde cesetleri camilerimize sokulmasın,

Cenaze namazları kılınmasın diyebilen,

Allah evini kendi evi zanneden kişinin öğretim görevlisi olduğu,

Kuru ekmek yiyenin aç değildir dendiği,

Covid aşının, Çin’den Ankara’ya gelişinin canlı yayınlandığı,

Başı örtülü kadına bendensen,‘’benim başörtülü bacım’’, değilse ‘’vitrin mankeni’’ denildiği,

Bir ülkeden yaşarsanız,

Vallahi de billahi de, ruhen ve beynen biter,

Psikiyatri de bu vakalar karşısında çaresiz kalır.

Pehlivan;

Sana diploman yok demedik.

Gitmediğin okuldan edindiğin diplomanın gerçek olmadığına mahkeme karar vermiş, dedik.

Haksız diploma edinmek ahlaki normlara uyuyor mu? Dedik.

Geceleri rahat uyuya biliyor musun? Dedik.

İnsan beyni açıklayamadığı şeyleri sevmez.

Gece, her şeyin üzerini örtermiş derler ya…

Gece neyin üstünü, nasıl örtsün?

Yozlaşma bulaşıcıdır.

Mutasyona uğramış Covid den bile hızlı bulaşır.

Suç ne kadar yaygınlaşırsa o kadar normalleşir, sıradanlaşır.

Erdemli olmak enayilik sayılır.

İster gerçek ister sahte,

Diplomanın ne önemi var?

Yeter ki değirmende dayın olsun.

Kurtdereli ile günümüz kimi pehlivanları arasında ne gibi fark var?

Evrimleşmemiş insanımsı yaratıklar var ya..

Aylin Sözer’i, yakarak öldürdü.

Ateş utandı.

Selda Taş’ı, silahla vurarak öldürdü.

Silah utandı.

Vesile Dönmez’i, pompalı tüfekle vurarak öldürdü.

Tüfek utandı.

Başını koyacak bir diz,

Kollarını saracak bir boyun bulamayan çocuklar ağladı, utandı da,

Bir insanoğlu utanmadı.

Siyaset,

Nefret dilini kullanmakta bir sakınca görmüyor.

Adalet ve hukuk gibi kavramlardan uzaklaşıyor.

Toplumsal refleks yeterli olmuyor.

Kadın cinayetleri iğrenç bir hal alıyor.

Akıp giden hayat nehrinden koparılıyor.

Yönetenler ve yöntemler değişmeden,

Toplumsal olaylar değişmez.

Hayatın amacı, hayatın amacını aramakken ezberin tekrarı niye?

Sorgulamaya başlamak, birey olmaya atılan adımdır.