Adam koca bir danayı kurban kesti ve büyük bir ateş yaktı, kızına dedi ki:

'' Kızım, sevdiklerimizi ve komşularımızı çağır ve gelip bizimle oturup et yesinler."

Kızı bağırdı: ′′ Evimizde yangın çıktı, yetişin ahali evimizdeki bu yangını, söndürmemize yardım edin!".

Birkaç dakika içinde, bunu duyan bir grup insan ,yangın söndürmek için ,yardım etmeye koşup evlerine geldiler.

Diğer komşular, akrabalar bu feryadı duymamış gibi davrandılar, feryada kulak tıkadılar.

Yardıma gelenler, Kurban kesen ailenin kurban etinden yiyip içtiler, karınlarını doyurdular ,giderken de ellerine birer parça et verildi.

Baba şaşkındı kızına döndü ve dedi ki:

'' Kızım gelen insanları tanımam, daha önce hiç görmedim.

Kızım yangın var dedin bağırdın peki sevdiklerimiz dostlarımız ve meslektaşlarımız nerede?".

Kızı gözleri dolu dolu dedi ki:

'' Evimizdeki yangını söndürmeye yardım etmeye gelmeyenler bizi yangına terk edenler.

Bizim dostumuz arkadaşımız aile akrabamız değillermiş demek ki dedi.

Komşu olup dost akraba olmayı dostluk yapmayı cömertliği ve misafirperverliği hak edenler bunlarmış demek ki baba dedi".

Bir felaket anında kim yanınızda değilse, ona dost, kardeş akraba aile demeyin...

Çünkü bunlar, sizin yüzünüze gülen nezaketinizi, cömertliğinizi hak etmeyenlerdir.

•••

Çok büyük bir olasılıkla;

İsrail'de doğan ‘Musevi’,

İtalya'da doğan ‘Hıristiyan’,

Japonya'da doğan ‘Şintoist’,

Tayland 'da doğan’ Budist’,

Hindistan'da doğan ‘Hindu’,

Türkiye'de doğan ‘Müslüman’ olur.

Neden acaba?

•••

Yalan söylemez,

Doğrudan ayrılmaz,

Dedikodu yapmaz,

Kul hakkı yemez.

Boğazdan haram geçmez

Çalmaz, çırpmaz.

İftira atmaz,

Gıybet etmez,

Onurunu bedel karşılığı satmaz.

Bunlar gibi basit kurallar insan olmanın ve dini inançların bireylere yüklediği sorumluluklardandır.

Gerçek iman sahibi Allah’a tabii olandır.

•••

Allah’ın gönderdiği aynı kitaptan;

Birisinin okuyup anladığı ‘diri diri insan yakmak’,

Bir başkasının okuyup anladığı ‘darbe yapmak’,

İşidin okuyup anladığı ‘kafa kesmek’,

Suudi’nin okuyup anladığı ‘gazeteci buharlaştırmak’,

İranlının okuyup anladığı ‘adam asmak’,

Gibi, farklı farklı anlamlar çıkaranlar var.

Bu farklı anlamayı ortadan kaldırmak isteyen Atatürk, Diyanet İşleri Başkanlığını kurdu.

Atatürk’ün kurduğu diyanette “Kuran’ın Türkçe tercümesine kuran denmez.Türkçe ibadet caiz değildir” diyor.

Ermenice de dahil çeşitli dillerde Kuran'ı kerim bastırdınız mı?

Bastırdınız...

Kürtçe baskılı Kuran'ı kerimi seçim malzemesi yaptınız mı?

Yaptınız...

Şimdi ne oldu da Kuran'ı kerimin Türkçe tercümesine Kuran denmez, Türkçe ibadet caiz değil diyorsunuz?

Önemli olan sözcüklerin veya cümlelerin hangi dilde olduğu mu?

Yoksa anlamı, içeriği, mantığı, ruhu mu?

Türkçe lanetli bir dil mi de Türkçe tercümesine kuran denmiyor, Türkçe ibadet caiz olmuyor?.

•••

Anadilin Türkçe.

Kuran ı Kerim Arapça,

Seksen üç milyon içinde kaç kişi Arapça okuyup anlayabiliyor?

Herkes bilir ki;

Yüce Allah diğer kutsal kitaplar gibi Kuranı Kerim’i de bütün alemlere, bütün insanlığa göndermiştir.

Kutsal kitaplar bütün insanlığa gönderildiğine göre insanların anadillerde mealinin okunması ve anlaması amaçlanmıştır.

Bunun dışındaki amaçlara zihinsel mesafe koymak gerekir.

Ağzı olan dili olmayan insanlar arasında sosyal fay hatları yaratmak isteyenler olabilir.

•••

Türkçe ibadet caiz değil diyorlar,

Camide Arapça kuran okuyor, cami çıkışı yardımı Türkçe istiyorlar.

Yolsuzluğa ‘alın yazısı’, şans oyunlarına ‘caiz’ diyorlar.

Milletin parası ile bol yıldızlı otelde,

Ultra lüks yatlarda davet veriyorlar.

Sonra da ‘Türkçe ibadet caiz değildir’ fikrini üretiyorlar.

Böylece kutsallarımızın içini boşaltılıyorlar.

Kutsal kitabımızı kimileri okuyup geçer.

Kimileri okuyup anlar.

Kimileri de okuyup düşünür.

Okul yüzü görmeyenlerin olduğu,

Dakikada 11 insanın açlıktan öldüğü dünyada,

Kuranı Kerim ve ezan her dilde okunmalı.

•••

Cumhurbaşkanı Erdoğan,

"Bugün Avrupa'nın en gelişmiş ülkeleri dahi bu aşıları ücretle yapıyorlar.

Bugün İngiltere 100, 150 sterlinle aşı yapıyor.

Biz ise ücretsiz aşı yapıyoruz.

Aramızdaki fark bu,

Almanya'ya gidiyorsun bakıyorsun 100, 150 avro.

Ama bizde böyle bir şey yok" şeklinde konuştu.

Erdoğan ayrıca,

"Bize de nasihat ettiler, böyle olmaz belli bir bedel alın diye" şeklindeki sözleriyle söz konusu ülkelerin Türkiye'de aşı yaptıranlardan para alınmasını nasihat ettiğini iddia etti.

Erdoğan daha önce de bu yönde açıklamalarda bulunmuştu.

Açık kaynaklara göre, Avrupa Birliği ülkelerinde aşılama ücretsiz.

Geçtik AB ülkelerini milyarlık nüfusa sahip Çin’de, Hindistan’da bile aşılama ücretsiz.

Başka bir konuşmasında da,

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Aşıları diğer ülkeler gibi bizde ücretsiz yapıyoruz" dedi.

Bir karar versek diyorum.

Bilimsel gerçek, eninde sonunda kazanır.

Geçmişte söylenenler silinmez, tarih onları değerlendirir.

•••

Ağlaya ağlaya iktidara gelip, milleti ağlatanların Tanrı inancı olmadığını gördük, duyduk, anladık.

Seçim kampanyasında;

Esenyurt düşerse Mekke düşer, Kudüs düşer, Şam düşer demişlerdi ya,

Bu üç kent düşmedi ama,

Esenyurt’da Sedat Peker bombası düştü.

Artık bu da oldu ise.

Lut kavmi gibi helak olursak şaşmam.