Bir çığırtı, bir patırtı, bir cazırtı geliyor ki ormandan, olmaya gelsin.

Bir cehennem gibi yanıyor ortalık.

Arada bir, bazı da üst üste top patlar gibi bir şeyler patlıyor.

Yanan ormanın çığlığına, uğultusuna korkunç, sağır edercesine bir dev ıslığı karışıyor.

Yalımlar göğe doğru süzülüyor.

Göklerde dolanıyor.

Ateş devi ormanın üstüne yatmış, dünyayı yutarcasına nefes alıyor.

Bir deli nefesi,

Yaklaşmanın mümkünü yok.

Demiş ya Yaşar Kemal

•••

Vatan, millet, Sakarya diyen,

Ormanların yanmasına seyirci kalan,

Narkoz almış gibi uykuya dalan,

Eline kullanışlı bir oyuncak verilen,

Teneke tıngırtısı dinletilen,

Cahillikte sınır tanımayan,

Kendisiyle övünen,

Kendisini üstün gören,

İbretlik bir kavime dönen,

Cebindeki parayı kaybeden,

Üstüne de slogan atabilen,

Ay sonunu getiremeyen,

Beslenemeyen,

Her gün eriyen,

Boyu kısa,

Dişleri çürük,

Derileri soluk,

Gözünde fer kalmayan,

Ruhen çürütülen,

Kişileri putlaştıran,

Puta ibadet eden,

Aynı şeyin laciverti biz,

Ne zaman kendimiz olacağız biz?

•••

Küresel ısınma olacak dedik,

İklim değişecek dedik,

Bir günde yağacak yağmur bir saate yağacak, seller meydana gelecek dedik,

Sıcaklık artacak, yangınlar çıkacak dedik,

Toprağı öldürmeyin, ölmüş toprak dirilmez dedik,

Ormana dokunmayın, bir yeşil yaprağı, bir yeşil çimeni, bir yeşil ağacı koruyun dedik,

Dipsiz Gölü, kurutmayın dedik,

Salda Gölü’nün kumunu çalmayın dedik,

Dağlarımızı kel bırakmayın dedik,

Denizlere kanalizasyon atıklarını akıtmayın dedik,

Akarsuları kendi haline bırakın dedik,

Milyonlarca yılda oluşan doğal yaşamı koruyun dedik.

Ne mi dediler?

İlkel dediler.

Gelişime düşman dediler.

Marjinal dediler.

Çapulcu dediler.

Ne oldu?

İçecek su bulamaz,

Ekili ve dikili alanları sulayamaz olduk.

Türkiye’nin dört bir yanından yangın haberleri duyar,

Orman yangınlarını önleyemez olduk.

Bu günler iyi günlerimiz, daha neler olacak bekler olduk.

•••

Orman yangınları bir doğal afet değildir.

Kozan’da hava o kadar sıcak,

Rüzgar o kadar hızlı esiyor ki,

Kozan’da yaz ayları yangınsız geçmiyor.

Geçen sene ‘Akçalı’ bölgesi yandı, bu sene ‘Karacalı’ bölgesi yanıyor.

Yangının neden çıktığı bilinmiyor.

Yangına müdahalenin ilk yarım saat içinde yapılması çok önemli.

İlk yarım saat içinde yangın söndürülemediğinde afete dönüştüğü de bir gerçek.

Ülkemiz bu gerçeği yaşıyor.

Alevler ormanı yutmuş, dumanlar yörenin üstünü örtmüş.

Vatandaş uçakla müdahale edilmeli diyor.

Nerdeyse markete bile uçakla gidenler,

Uçak yok diyorlar.

Hani uzaya gidecektik.

Neden sonuç ilişkisinde çözüm nedenden başlar.

Sonuçtan giderek, nedeni çözemezsiniz.

•••

Ormanlarımız herkesin gözü önünde cayır cayır yanıyor.

İnsanlarımız bilimkurgu filmi seyreder gibi seyrediyor, boş boş bakıyor.

Yangında sadece insanlar ölmüyor.

Yangından kaçamayan kaplumbağaların, sincapların, ceylanların, tavşanların, sürüngenlerin, kertenkelelerin, uçamayan yavru kuşların, çeşit çeşit böceklerin, kelebeklerin, arıların yok olduğunu herkes biliyor.

Evler kül, hayvanlar telef oluyor.

Yemyeşil örtünün yerini kömürleşmiş kütükler alıyor.

Ekosistemden büyük bir parça yok oluyor.

Ekosistem bozuluyor.

Ekosistemin yeniden oluşması için en az 10 yıl gerekiyor.

Yanan her can insanı derinden etkiliyor.

•••

Ciğerlerimiz yanarken,

Ne neşemiz ne umudumuz kalmamışken,

Birileri başımıza çay fırlatıyor.

…

Bir hayvan sesi duyuluyor derinden.

Merhaba, ben kirpiyim.

Beni görürseniz bana süt vermeyin, mama ve su verin.

Böcek ilacı atmayın, tuzak kurmayın, yangın çıkarmayın.

Zararsızım.

Bağınıza, bahçenize zarar veren böceklerle besleniyorum.

Türüm yok oluyor.

Hayatta kalmama yardım edin diyen bir ses.

Bazen;

Bir tek hayvanı,

Bir ağacı,

Bir yeşil çimeni,

Bir dereyi,

Bir dağı korumaktır ,vatanseverlik.