Nemrut'un, İbrahim Aleyhisselâmı yakmak için yaktığı büyük ateşe, bir karınca durmadan su taşırken evliyâ bir zat sorar;

Bu getirdiğin suyla bu ateş söner mi?

Bir damla su atıyorsun, tekrar gidip su getiriyorsun.

Neden bu kadar yoruluyorsun?

Karınca şöyle cevap verir;

Ben de biliyorum, ama ben tarafımı belli ediyorum.

Ben ateşi söndüren taraftayım.

O zat, bir yılanın da devamlı ateşe üflediğini görür.

Yılana da sorar;

Sen ne yapıyorsun?

O da şu cevabı verir;

Bu ateşi körüklüyorum ki; ateş alevlenip İbrahim'i hemen yaksın diye.

Yani, o da tarafını belli ediyor.

O hâlde insanlar iki tarafta.

Biri ateşi söndüren, diğeri ateşi körükleyen..

•••

Covid 19dan eşlerini ve evlatlarını kaybeden Hindular kendilerini koruyamadıkları gerekçesi ile tapındıkları putları parçalamışlar.

Yokuş aşağı giden kamyon gibiyiz.

Orman Bakanı, kibrit çaksalar, haberimiz oluyor, diyor,

Ormanlar ve içindeki canlılar günlerdir cayır cayır yanıyor.

Canını kurtarabilenler, kendilerini şanslı sayıyor.

Dereleri kuruttuk,

Denizleri kirlettik,

Ormanları yaktık,

Yok abi, yok, bilime sarılmak yok, gökten yardım eden de yok.

Tek evimiz, dünyamız, yok oluyor.

İnsan her gün hayattan soğuyor.

Emin olun, aynı yerden çatlıyor yüreklerimiz.

•••

Gündoğmuş Belediye Başkanı,

Ormanlar cayır cayır yanarken,

Ütülü gömlek giymiş, sinekkaydı tıraş olmuş, saçına fön çektirmiş, gülücükler dağıtarak verdiği röportajda şöyle,

Evi eski olan vatandaşlar, 'keşke bizim de evimiz yansaydı' diyecekler dedi.

İbretlik bir lafla, tarihe not düştü.

Bu nasıl bir mantık?

Bu nasıl bir çocukluk geçirmiş, acaba.

Sizin eski ev dediğiniz, insanların yıllardır içinde yaşadığı, dedesinden, babasından kalma hatıralarla dolu olan bir yer.

Ev, aile ve yuva kavramı sizin için bir şey ifade etmiyor mu?

Eski evlerin duvarlarına asılan gaz lambasının, eleğin, soğanın, sarımsağın, varilin üstüne konulan yufka ekmeğin, ne anlam ifade ettiğini bilmeyenlerden misin?

Siz onları dolarlarla satın alamazsınız.

Çünkü;

O, hasrettir.

O, örftür, adettir, gelenektir.

O, geçmişi geleceğe taşımaktır.

O,aidiyettir.

Bir Belediye başkanı olarak nasıl olurda o cehalet kokan konuşmayı yaparsınız.

Sakın yanlış anlaşıldım deme…

Sıkışan öyle diyor da..

•••

Savaş olur, savaşa gitmezler.

Sel olur, yardım etmezler.

Yangın olur, söndürmeye çalışmazlar.

Deprem olur, ortada gözükmezler.

İnsanı, hayvanı, doğayı sevmezler.

Ama sorsanız, vicdanen rahatlar.

Kendinden olmayanı, düşman görürler.

Halktan kopuklar,

Kendilerine göre bir dünya kurmuşlar.

Ülkenin dört bir yanı cayır cayır yanarken,

İnsanlar varını yoğunu kaybederken,

Kurabiye canavarı, din tacirleri, boş duracak değil ya,

Cübbeli, yaptığı paylaşımda “Hadis-i Şerif’te: “Yangın gördüğünüz zaman tekbir getirin, zira tekbir gerçekten onu söndürür, buyruluyor” demiş.

Tekbirle yangını söndürüp, duayla yağmur yağdıracağını sananlar,

Söylemekle olmaz, yapın da ümmeti Muhammet görsün, derlerse ne diyeceksiniz?

Besin zincirinin küçük bir halkasını oluşturanlar,

Kutsal dinimizi hurafelerle dolduranlar, dini, günlük politik çıkar için kullananlar,

Günlerce uyumayan, uyku ihtiyacını elindeki kazmanın, küreğin sapına dayanarak gidermeye çalışan emekçi,

Sırtında hortumla yangına su basan yürük kızı kadar faydası olmayanlar,

Kurdun, kuşun, karagözlü kuzunun ahından da mı korkmuyorsunuz.

Cahillik, bir halk sağlığı sorunudur.

İnsan bazen kendini de okumalı.

Hatta yargılamalı.

•••

Cumhurbaşkanı taşıyan araç ve konvoyu gelirken,

Yangın yerine gittiği iddia edilen itfaiye ile ambulanslar kenarda bekletilmiş.

Siyasi parti yöneticileri ve liderleri afet bölgesine çalışmaları aksatmayacak biçimde gelmeli ve gitmeli.

Orman yangını sırasında alevler iki yüz metreye kadar yükseliyormuş.

Biz ormanlarımızı, çığlıklar içinde ölen canlarımızı neden kurtaramadık?

Öyle bir duruma geldik ki, sinir sistemimiz pert olmuş gibi ağlanılacak halimize güler olmuşuz.

Erdoğan, AKP iktidarı döneminde 5 milyar 400 milyon yetişmiş ağaç diktiklerini söyledi.

Duyanların ağzı açık kaldı.

Dünya yapay zeka ile uğraşırken,

Allah aşkına biz ne ile uğraşıyoruz...

İnsanın kalbi vatanıyla atar.

Vatanın canlısı, cansızı günlerdir yanarken,

Düşünen insanlar delirmek üzereyken,

Oksijen kaynağı ormanlar yanarken, atılan çayı alsan ne olur, almasan ne olur?

Bu ülkede yaşayan herkes, derin bir nefes alsın ve neler oluyor diye düşünsün.