Taliban, ülkenin Paktia eyaletinde, yaka paça yakaladıkları
bir müzisyenin önce saçlarını kesti, sonra müzik aletlerini yakıp, o anları kameraya
aldı.
Müzisyenin hali perişan, sırtı başı yırtılmış, ağlamamak
için gösterdiği gayret yüzündeki her kasa işlemiş, süklüm püklüm ayakta güçlükle
duruyor.
İlkellik ve barbarlık karşısında
sinirleri felç olmuş müzisyene,
yaptıkları işkence yetmezmiş gibi bir de pis pis gülüyorlar.
Kutsal kitaplar öldürmeyin der.
Bu öldürme fiziksel olduğu kadar karşındaki insanın öznelliğinden
ve kişiliğinden de bahseder.
Her insanın içinde tanrının sureti vardır.
•••
İnsanlar bilimden, fenden uzaksa,
Beyinleri balçık bağlamışsa,
Onlarda mantık aranmaz,
İnsanlık kırıntısı bulunmaz.
Bilimi kabul etmezler…
Bir taraftan “bilimin ürettiği”
televizyonu baltayla parçalar,
müzik aletini yakar.
Diğer taraftan kendi propagandası
için “bilimin ürettiği” akıllı telefonla konuşur, silahlarla
sokakları esir alır.
Medeniyetin önündeki en büyük engel, cehalettir.
Medeniyet ve cehalet,
Biri “dahi” yetiştirir, biri “cani”.
•••
AKP genel başkanı Erdoğan,
Aydın’da yaptığı konuşmada,
“Şimdi 56 havalimanımız var; Aydın’a bu yakışır.” dedi.
CHP Aydın milletvekili Süleyman
Bülbül , “Aydın’da vatandaşın kullanımına açık havaalanı olmadığını paylaştı.
Erdoğan konuşmasının devamında,
“İzmir-Aydın” otoyolunu tamamlayarak trafiğe açtık.” dedi.
CHP’li Bülbül söz konusu,
“Aydın-İzmir otoyolunun tüm etaplarının yapımına Turgut Özal’ın zamanında başlanmış ve 1996 yılında trafiğe açılmıştır” dedi.
Siyasetçinin biri bir şeyler söylüyor, diğeri tam aksini.
Vatandaşın gündemi ile siyasilerin
gündemi çok farklı,
Vatandaşın gündemi,
Kaynamayan tencere,
Kuyruktan alacağı ekmek,
Alamadığı akaryakıt,
Bulamadığı ilaç,
Elektrik ve doğalgaz faturası,
Çocuğuna veremediği haçlık,
•••
Benim en çok kızdığım,
Zamların ardı-arkası kesilmezken,
İnsanlar zorunlu ihtiyaçlara
ulaşma mücadelesi verirken,
Bir gazeteci televizyonda Almanya’da ekmek 30 lira, bizde 3 lira diyor.
Utanç insani bir kavramdır.
İnanarak söylüyorlarsa günah
işliyorlar.
Algı operasyonu için söylüyorsa
çürümüşlüğü körüklüyor.
•••
Eğer bir toplum akıl tutulması
yaşıyorsa,
Sobaya, kalorifere ne gerek
var, evin soğuk olması, kan dolaşımı için faydalıdır,
Elektriğe ne gerek var, mum ışığında oturmak, gözlerin
iyi görmesini sağlar,
Ete, peynire, sıvı yağa, una, şekere ne gerek var, kuru soğan, antibiyotik görevi
yapar, vücudun direnci artar deseler, bunları gerçek sanan milyonlar sokağa çıkıp
davulsuz, mendilsiz halay çeker.
•••
Milattan önce milattan sonra gibi
AKP’den önce,
Mağarada yaşıyorduk,
Dumanla haberleşiyorduk,
Mızrakla avlanıyorduk,
Yiyecekleri yazın toprağa, kışın kara gömüyorduk,
Yemekleri elle yiyorduk,
Akarsuları salla geçiyorduk.
Çamaşırları ve bulaşıkları küllü suyla yıkıyorduk.
Siyasetçiler, sanırım başka
dünyanın insanları.
Biz fani kullar,
Onların ne dediklerini, niye dediklerini,
Neyi, niçin yaptıklarını ya da yapmadıklarını kavramakta
zorlanıyoruz.
•••
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Amerika’ya bak enflasyon felaket, Avrupa’ya gelin aynı.”
Enflasyon oranları;
Avrupa Ortalaması : %5,2,
Amerika : %7,0,
Türkiye : %36,1,
Avrupa bizi kıskanıyor, kıskanmakla kalmıyorlar çatlıyorlar.
Nasıl çatlamasınlar ki,
Asgari ücret 4250 lira,
Açlık sınırı 5 bin,
Yoksulluk sınırı ise 14 bin liraya dayandı.
Etin kilosu 110 lira,
Mazot 14,4 lira,
Ekmek3 lira,
Vatandaşın elinde ya elektrik ya da doğalgaz faturası,
gözleri fal taşı.. dokunsan
ağlayacak…
Bırak marketi, pazar bile ateş pahası…
Acaba diyorum,
SEKA’yı satmadaydık ucuz kağıdımız,
Tekeli satmasaydık ucuz sigaramız,
Sümerbank’ı satmasaydık ucuz ayakkabımız.
Şeker fabrikalarını satmasaydık
ucuz şekerimiz,
Et-balığı işlevsiz hale getirmeseydik
ucuz etimiz olur muydu?
Matematik ne işe yarar diyenler
ile yalan söyleyenlere “dillini eşek arısı soksun” mu desek?